15 Haziran 2010 Salı

beni bulan bir yapraga yarim hikayem

"şair insan aşık olamaz"
koltuğun altına sıkıştırılmış gazete kağıdında gözüme çarpan bir başlıktı bu büyük harflerle kara kara işlenmişti.
duvara yazar gibi, çiviyle çakar gibi işlenmiş.
şair insan aşık olmaz

bunun aksini ispat etmeye çıktım.susturdular.ya aşkın ya şiirlerin adını karalayacaklardı.
ilk aşkı ilk ölümü olmuş.
ne demek bu? aşk yeni bir doğuş değil de nedir?

siyah ceketimi geçirtim boynumada kiremit rengi bir eşarp bağladım.
malum, mevsimlerden bahar.
sonbahar derler eylül ekim kasım...
bahar işte sonu başı olur mu?

yağmur yağıyordu bir banka kurulduğum sırada.
başımda hafif ışıklı bir sokak lambası
üstelim o bile titriyor
neden normal lambalar değil de bir tek onlar titrer
bunu hep düşünmüşümdür
o kadar mı eskiler, o kadar mı acı keder gördüler yada koşarken gülebilen insanları görüp kıskandılar.

yanımda bir çınar ağacı olduğunu farketmem için yağmur yağması gerekiyormuş.yada başıma bir yaprak düşmesi.ya düşerken kurudu yada kendini yitireli çok zaman geçti dedim kendi kendime

kurumuş ama hala dalına tutunabiliyor.du
en azından yanıma düşene kadar.
ben ona bakmazken o yanıma gelip oturmuştu bile yorgundu hastaydı titriyordu
belki bi çare görmüştü bende.
kimsenin göremediği bir ışık
belkide ben yakmıştım bunu ona

şair insan aşık olamaz
şair insan aşık olmaz.

ya bir yaprak bir şaire aşık olur mu?
neden olmasın?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder